Batı dünyasında ve ülkemizde kalp - damar hastalıkları, erkeklerde olduğu kadar kadınlarda da majör bir ölüm sebebidir.
Yaş ilerledikçe ortaya çıkan damar sertliği bu hastalıkların temel sebebini oluşturmaktadır. Toplum sağlığını tehdit eden risk faktörleri, örnek olarak yüksek kolesterol, şeker hastalığı, yüksek tansiyon, sigara, yoğun stres, damar duvarlarında bazı olumsuz etkiler oluştururlar. Damarların esnekliğini kaybetmesine ve damar içinde tıkanmaya sebep olan aterom plağı dediğimiz kireç ve yağ tepecikleri oluşmasına neden olur.
Sonuç: Damar tıkanıklığı neredeyse yakın dönemlere kadar damar ve kalp üzerine yapılan pek çok araştırma daha çok erkeklere odaklanan araştırmalardı. Kadınlarda kalp va damar sağlığını tehdit eden risk faktörlerinin daha değişken ve kapsamlı olduğu yönündeki araştırmalar kadınlar üzerine yeni pekçok bilgilerin edinilmesine olanak sağlamıştır.
50 yaşın altındaki kadınlarda beyne giden damaraların tıkanması-inme-,erkeklere oranla %20 daha sık görülmektedir.Kalp damarlarını tıkanması-kalp krizi- ise %40 daha az rastlanmaktadır. Öte taraftan 50 yaşın üstünde ise kadınarda inme ve kalp hastalıkları çok daha hızlı seyretmekte.
Damar sertliğine neden olan risk faktörleri
Hipertansiyon: kadınlarda genelde düşük seyreden tansiyon özellikle menopoz ile birlikte yükselme eğilimindedir.Ani yükselen tansiyon damar duvarları için olumsuz etkilere neden olabilmektedir.
Yüksek kolesterol: hareketsiz ve spordan uzak bir yaşam, kolesterol metabolizmasında yavaşlamaya neden olur. Yüksek kolesterolün damar sertliğine ve tıkanmasına önemli katkı sağlar.
Sigara: toplumda sigara kullanımı kadınlar arasında artmakta olup önemli bir risk faktörü olarak kabul edilmektedir.
Aşırı kilo: hareketsiz yaşam ve aşırı yeme içme alışkanlıkları vücuttaki yağlanmayı artırmakta.Vücut kitle indeksi 29 ve üstü olan kadınlarda, koroner kalp hastalıklarının %70 sebebi olabileceği görülmüştür.
Nasıl korunalım?
Egzersiz: Düzenli ve ritmik yapılan fiziksel aktivitenin kalp ve damar hastalıklarını azalttığı bilinmektedir.
Vitamin E : Antioksidan vitaminlerin damar sertliği üzerine olan koruyucu etkileri nedeniyle günlük diyetimizde bulunması tavsiye edilmektedir.
Östrojen: menopoz sonrası replasman tedavisi damar sertliğine bağlı gelişen hastalıkları azalttığı yönünde araştırmalar mevcuttur.
Aspirin: Bahsedilen risk faktörlerinin mevcudiyetinde 50 yaşın üstündeki kadınlarda günde 1 aspirin kan dolaşımını arttırmak için tavsiye edilmektedir.
Koroner kalp hastalığının kadınlarda görünme şekli ve tanısı:
Erkeklerde olduğu gibi kadınlarda da sol göğüste yanma veya şiddetli bir ağırlık hissi koroner kalp hastalığının kuvvetli bir göstergesidir.Kadınlarda koroner kalp hastalığının görülme sıklığı tüm yaş dilimlerinde, ama özellikle menopoz öncesinde, erkeklerden daha düşüktür.Bu nedenle atipik ağrısı olan ve risk profili iyi bir kadında ( ailede hiç koroner hastalık öyküsü yok, kolesterolü normal,sigara içmiyor ve diyabetik değil), rahatlıkla koroner hastalık bulunmadığı söylenebilir.
Menopozdan sonra kadınlarda koroner kalp hastalıklarında artış gözlenmektedir.Dolayısıyla, göğüs ağrısı ile gelen ve 5-7 yıldır menopozda olan kadınlar, dikkatle incelenmelidir.
Yüksek riskli kabul edilmeleri gereken bir grup, insüline bağlı veya bağlı olamayan diyabeti olan kadınlardır.Diyabet, tüm yaşlardaki kadınlarda kalp damar hastalıkları için kuvvetli bir risk faktörüdür.Koroner damaraların yaygın şekilde tutulduğu, ve ancak göğüs ağrısı şikayetinden ziyade nefes darlığı yakınması olan bir klinik ile kendini gösterebilir.
Myokard enfarktüsü, kadınlarda erkeklere göre daha az sıklıkla koroner kalp hastalığının ilk klinik tablosu olmaktadır.Ancak, enfarktüs sonrası kalbin fonksiyonlarında bozulmayı kapsayan klinik tablo önemli oranda daha kötüdür.
Tanıda yapılan araştırmalar:
Tipik göğüs ağrısı olan hastalarda Egzersiz testi, belirgin koroner kalp hastalığı varlığı için yararlı bir testtir.Fizik gücü ve kondisyonu bu test için uygun olmayan kadınlar Talyum sintigrafisi veya farmokolojik stres testi ile koroner hastalık yönünden değerlendirilebilirler.
Koroner angiografi
Kalbi besleyen koroner arterlerin yapısını görüntülemek amacıyla yapılan koroner angiografi, koroner kalp hastalıklarının tanısının konulmasında en kesin tanı yöntemidir.Kasık damarıkullanılarak yapılan kateterizasyon ile kalp damarları opak madde sayesinde görünür hale gelmekte. Böylece, koroner damarların içerisinde daralma veya tıkanma olup olmadığı net bir şekilde görülebilmektedir.
Cerrahi ve Damar-içi Girişimler:
Geçmiş yıllarda yapılan araştırmalara göre, kadınlarda yapılan gerek koroner bypass gerekse koroner angioplasti dediğimiz stentleme uygulamalarının sonuçları, erkeklere göre daha kötü idi.Ancak, son yıllar koroner cerrahideki gelişmeler ve tecrübedeki artışlar, kadınlarda da ameliyat risklerini ve komlikasyon oranlarını çok düşürmüştür.
Koroner kalp hastalığının varlığında her an gelişebilecek ölümcül bir kalp krizi tehdidi ile kıyaslandığında kalp koroner cerrahisi veya damar içi girişimlerin barındırdığı riskler çok küçük kalmıştır.Öte yandan, Cerrahinin sağladığı semptomatik rahatlama ve uzun vadeli iyi sonuçlar gözardı edilmemelidir.
Kalp cerrahisinde koroner bypass operasyonları:
Koroner bypass operasyonları, tıkalı veya ciddi oranda daralmış koroner damarın alt bölgesine gene vücuttan alınan bir damarı ilave etmek suretiyle kan götürmek, bu bölgede dolaşımı tekrar yeterli miktarda sağlamak için yapılmaktadır.Böylece hastanın kalp krizi geçirme riski ortadan kalkar ve hayat kalitesi yükselir.
Kalp cerrahisinde son yıllarda teknolojinin ve tecrübenin artması bu ameliyatları son derece rahat ve yaygın yapılan ameliyatlar haline getirmiştir.Yeni gelişmeler ışığında gelişen yeni uygulamalardan bazıları:*Çalışan Kalpte Bypass. *Endovasküler Greftleme yöntemleri. *Kalbi Destekleme Cihazları. *Robotik Cerrahi. *Kök Hücre Uygulaması.
Op.Dr.Mehdi Zengin
Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı
Alanya Anadolu Hastanesi
alanyainfo@anatoliahospital.com