Malum artık güne cinayet, intihar, ölüm, şiddet haberleriyle başlamak sıradan hale geldi. O kadar alıştık ki; artık hayatımızın bir parçasıymış gibi algılamaya, tepki seviyemizi günden güne azaltmaya başladık.
Annesini öldüren çocuklar, eşlerini bıçaklayan çiftler….. gibi sosyolojik cinnet örnekleri hepimizin malumudur. Günlük sıkça işlenir, medyada fazlaca yer bulur.
Peki ama biz bu hale nasıl geldik?
Bizim kültürümüzde Anneye öf bile denmezken, eşleri Allahın bir emaneti olarak görürken nasıl oldu da bütün bunların tam zıt noktalarını yaşamaya başladık?
Bu hale gelmemizin pek çok sebebi var malum, ama en önemlisi kültürel yozlaşma başka kültürlere özenti olduğunu düşünüyorum.
Kendi kültürümüzden öz benliğimizden uzaklaştıkça Ecdadımızın denize döktüğü Milletlerin olmayan kültürlerine özendikçe onların iyi yanlarını bir tarafa bırakıp kötü yanlarını kendimize empoze ettikçe yozlaşıyoruz. Küreselleşmenin getirdiği olumsuzluklarda boğuluyor tamiri imkansız yaralar açıyoruz. Sosyal çöküşe doğru sürükleniyoruz günden güne…
Her türlü olumsuzluklara ulaşmanın kötü eylem ve davranışlara kolayca ulaşılabilen evimizin içine kadar giren hiçbir şeye uzak kalamayacağımız bir Dünya var artık.
Silkelenmeli özümüze dönmeliyiz. Değerlerimize sımsıkı sarılmalı kim olduğumuzu unutmadan kendi kültürümüzü yaşamalıyız. Bizler asırlarca Dünya’da iyilik timsali merhamet ve mertlik örneği Osmanlı’nın torunlarıyız.
Bizi biz yapan değerlerimizi nesilden nesile aktarma yolunda doğru köprü olmamız dileğiyle…