Çağımızın hastalığı olan İmmün Yetmezlik Virüsü (HIV) bu tanıyı alan bir çok kişide psikolojik travma yaşamasına neden oluyor. Hastanın ilk aklına gelen soru ve düşünceleri ise; neden ben, ölecek miyim, kimse öğrenmesin, insanlar öğrenirse ne yaparım gibi sosyal fobiler oluşturuyor. Alanya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde HIV virüsünün tedavisine başladıklarını duyuran Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Sema Tekin Şahin, ”İnsan İmmün Yetmezlik Virüsü (HIV) bağışıklık sisteminin baskılanması sonucunda fırsatçı enfeksiyonlar ile seyreden AIDS tablosuyla karakterize kronik hastalığa yol açmaktadır. Hastalığın ilk tanımlandığı 1981 yılından bugüne kadar yaklaşık 78 milyon kişi HIV ile enfekte olmuş ve yaklaşık 39 milyon kişi hayatını kaybetmiştir. Bu nedenle HIV/AIDS önemli bir halk sağlığı sorunu olarak karşımıza çıkmaktadır.“ dedi. Erken tanı ve tedavinin önemine değinen Uzm. Dr. Sema Tekin Şahin: “HIV ile enfeksiyonun üzerinde olumlu etkilerinin olduğu pek çok çalışmada gösterilmiştir. Son 30 yılda HIV tanı ve tedavi metotlarında hızlı bir ilerleme kaydedilmiştir. Duyarlılık ve özgüllükleri yüksek test metotları geliştirerek enfekte olan bireylerin erken evrede saptanabilmesi ve tedavi ile viral yük düzeylerinin baskı altına alınabilmesi mümkün olmuştur. Erken tanı ölüm oranlarını azaltarak yaşam beklentisini uzatmakta ve bulaşma oranlarını düşürmektedir. Günümüzde daha etkili ve daha yaygın kullanılan antiretroviral tedavi sayesinde HIV ile enfekte hastalar için yaşam beklentisi uzatılmıştır. AIDS, ölümcül bir hastalık algısından ömür boyu tedavi gerektiren kronik bir hastalık haline gelmiştir. Belirli aralıklarla tahlil ve tetkikler için ilçe dışına giden hastalarımızın artık şehir dışına gitmesine gerek kalmadı. Mikrobiyoloji bölümümüzle birlikte gerekli tetkikler için alt yapımızı oluşturduk. Amacımız hastadaki virüs yükünü olabildiğince azaltarak ve sıfıra indirerek hastaların yaşam kalitesini ve süresini arttırmaktır.“ diye konuştu.
HIV virüsünün bulaş yolları nelerdir?
Bulaş yolları hakkında bilgi veren Şahin, ”Tüm din, dil, etnik köken, meslek, yaş, kadın, erkek, çocuk ayrımı yapmadan herkesi etkileyebilir. Korunmasız cinsel ilişki ile anne sütü yoluyla Kan nakli, ortak enjektör kullanımı, dövme, piercing yapılırken değiştirilmeyen iğneler bulaşabilmektedir. Hastalığın belirtileri arasında ise; üşüme, ateş, boğaz ağrısı, lenf bezlerde şişlik, vücutta döküntü, ağız yaraları, kas ağrısı ve gece terlemeleri yer almaktadır.“ ifadelerine yer verdi.